Yağmurdan Sonra Açan Güneş

Dışarda yer yerinden oynuyor, kurşuni gökyüzü ruhları bunaltmış, çiseleyen yağmur bütün şiddeti ile devam ediyordu. Gün yağmurla başlamış, yağmurla devam ediyordu. N. son kolye serisi için günlerdir çizimler yapıyor, sahibi olduğu atölyede örnek ürünler ürettiriyordu ama sonuç beklediği gibi olmuyordu. Yaptığı iş bir türlü içine sinmiyordu.

– Arkadaşlar ben çıkıyorum , siz de saati geldiğinde çıkarsınız, yarın görüşmek üzere.

Gününü verimsiz geçirdiğine yanmıyor, içinde duyduğu bu rahatsızlığa neyin neden olduğunu bulamaması, canını sıkıyordu.

Cep telefonunda yüklü uygulama ile çağırdığı otonom sürüşlü araç birazdan gelecek. Yağmurluğunu giymiş, şemsiyenin altına sığınmıştı.

N, takı tasarımları yapan ve kendi tasarımı ürünleri üretip, ticareti ile para kazanan bir iş kadını. Aynı zamanda ürünlerinin internet üzerinde tanıtıp fenomen olan yeni kuşak gençlerden. Milyonlarca takipçisi var ve bu uğraşı N’yı mutlu ediyor.

Beklediği otonom sürüşlü araç sonunda geldi. N. aceleyle araca bindi. Islanmıştı ve bu durum onu biraz daha sinirli yapmıştı. Nedense bugün herşey ters gidiyordu. Araç sürücüsüz idi buna karşın ön yan  koltukta bir bey, arabanın kontrol paneli ile meşgul, klavyeye kimi vuruşlar yapıyor, ekranda bir takım satırlar aşağıdan yukarı akıyordu.

– Hanımefendi, sizin gitmek istediğiniz güzergah üzerinde ilk seferimizi yaptığımızdan, teknik kontrol teknisyeni olarak bu seyahat sırasında benim de araçda bulunmam, umarım sizi rahatsız etmez.

– Benim için sorun olmaz yeter ki varmak istediğim yere sağ salim varayım, dedi, biraz sinirle, N.

Dışarda yağmur dinmek bilmiyor. N. huzursuzluğunun nedenini bir türlü bulamıyor. Ön koltukta oturan teknisyen kendini yaptığı işe vermişti. Aynı zamanda elektrikli olan aracın içinde sessizliği klavye tıkırtıları bozuyordu.

N.’yi daldığı düşüncelerinden  çıkaran , arama teknisyenin cep telefonun çağrı müziği oldu. Uzun yıllar öncesi çok popüler olan, günümüzde sadece düğünlerde çalınan bir şarkıydı.

” Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek”

Bu müziği kendisi de çok severdi ve günümüzde bu müziği cep telefonunda çağrı müziği yapan birinin var olması , kendisini biraz da şaşırttı. Teknisyen telefon görüşmesini kısa tuttu, işine geri döndü.

– Özür dilerim, şirketten aradılar, cevap vermem gerekliydi, dedi.

– Bu müziği günümüzde dinleyen kaldı mı? Biraz şaşırdım. Benim de sevdiğim bir şarkı.

N. aniden, internetteki takipçilerinden, yüzünü kapatmak için, başındaki siperli fötr şapkayı gözlerine kadar indiren , rumuz olarak Sinbad’i kullanan gizemli genç ile yorumda karşılıklı yazışmasını hatırladı. O da sayfasındaki takipçilerine  sorduğu soruya, en çok sevdiği şarkının bu şarkının olduğunu yazmıştı.

Aslında o takipçisine dikkati çekmesine neden olan müzisyen arkadaşı İ. olmuştu. Kendisinin ve arkadaşının internet sayfasını takip eden gizemli takipçi için İ. , bu kişinin müzik beğenisini beğendiğini, biraz da sistemle, “Nedense benim diyalog kurma çabalarıma yanaşmadı.Biraz kendini beğenmiş bir tip!” Demişti.

N, bunun üzerine bu takipçisini daha yakından tanımak için, sayfasında  takipçilerine çeşitli sorular da sormaya başlamıştı. En çok beğendiğiniz edebi eser kahramanı nedir? Sorusuna Binbir gece masallarından birindeki masal kahramanı olan Sinbad olduğunu yazmıştı. Takipçisinin sayfasına girip incelediğinde, teknisyen olduğunu, hobi olarak, kitap okumak, müzik dinlemek de seçeneklerini işaretlediğini görmüştü. Bir telefon çağrı müziğinin kendisine bunları hatırlatması, N’yı şaşırtmıştı.

Dün gece uykusu kaçması ile bir karar vermişti. Bir haftalığına şehirden uzaklaşacak, ülkenin güneyindeki bölgeye giderek, oradaki yerel halka karışacak , yarattıkları yerel giysi, takı gibi zenginlikleri inceleyecek, yaratıcılığını yeniden canlandıracak ruh haline gelmeye çalışacaktı. Belki bu şekilde içindeki sıkıntıyı yok edebilir, yeniden işine dikkatini verebilirdi.

– Bu zamanda insanlar pek bu tür şarkıları dinlemiyor, roman, şiir de okumuyorlar. Hele teknik insanlar daha uzak duruyorlar.

Bu sözlerin üzerine teknisyen itiraz etti, biraz üzerine alınmıştı.

– Ben dinlerim ve şiir roman gibi edebi eserleri okumaktan da hoşlanırım, dedi .

N, yakın zamanda, iki teknik insanın müzik ve kitap okuma konusunda kendisini yanılttığını kabul etti. Demek ki insanlara karşı, mesleklere karşı ön yargılı olmamak gerekiyordu. Bir soru daha sorarak takipçisinden aldığı cevabın benzerini alabilecek mi? Merakına düştü.

– Madem öyle sizi  en çok etkileyen kitabın adını söyler misiniz?

– Binbir gece masalları beni çok etkiledi, sabahlara kadar okuduğum zamanlar oldu. Hayatta en çok istediğim, bir gün bir sevdiğim olur da birlikte yaşarsam, binbir gece masallarının hepsini sevdiğim kadınla birlikte yeniden okumak olacak.

Teknisyen bu sözleri söylerken yüzünü N’a dönmüştü. Teknisyenin burnu,  çene yapisi ve dudakları N’ın dikkatini çekti. Gizemli takipçisinin yüzünün görülen kısmını çağrıştırıyordu. O, fötr şapka ile gözlerini saklamış, saç rengi ve çehrenin görülen kısımları görünüyordu. N, bu gizemli yüzü iyice incelemişti.

Hayat tesadüflerle doludur. Tesadüfler bazen  insanı yeni heyecanlara, yeni yaşam sevinçleri yaşamasına neden olur. Her karanlık, yağmurlu günün sonunda, güneş yeniden doğar, hislerimiz bizi yeniden hayata bağlar. O tesadüfü yaşıyor olmayayım, diye düşündü, N.

Varacağı yere de yaklaşmışlardı. Birazdan araçtan inecekti. N,  kafasında soru işaretinin kalmasını istemiyordu.

– Siz, isim olarak en çok Sinbad’i seversiniz , değil mi?

Riske girerek bu soruyu sormak zorundaydı, ancak o zaman emin olurdu.

Teknisyen:
– Doğru bildiniz, tam isabet diye cevapladı. Biraz da şaşırarak.

N, artık adı gibi emindi, tesadüf gerçekleşmiş, takipçisi ile aynı araçta olduğunu anlamıştı. Karşısındaki, gizemli teknisyendi. İ’e yakınlık göstermeyen bu kişi, bu kısa diyalog sırasında , pek sıcak olmasa da pek de kendini beğenmiş hal göstermemişti. İçi adama ısınmış, biraz da beğenmişti. Bu adımı atmak zorundaydı.

– Benimle bir gün akşam yemeğine çıkar mısınız?

N, bu teklifi teknisyenin gözlerinin içine bakarak yaptı . Teknisyen gülümsedi.

– Sinbad bey, beni kırmadığınız için teşekkür ederim. İş seyahati dönüşü size mesajı sayfamdan atarım. İyi günler.

Yağmur durmuş, güneş yeniden doğmuştu. Nemli havada kırılan güneş ışınları caddedeki su birikintilerine karışıyordu. N, kendi kendine  şarkı mırıldandığının farkına vardı.

” Sen kalbimin mehtabısın, güneşisin
Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin”

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

About Çetin Bayramoğlu

Şairim , insanım.
Bu yazı Öykü içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın